Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | sınırlı olarak | parochially adv. |
General | sınırlı olarak | finitely adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | sınırlı görüş olması haline navigasyonda tek çare olarak kullanılan cihaz | instrument n. |
General | sınırlı olarak bilgilendirilmiş | smattered adj. |
Idioms | ||
Idioms | dünyada olup bitenlere karşı sınırlı bilgiye sahip olarak izole bir yaşam sürmek | live under a rock v. |
Aeronautic | ||
Aeronautic | resmi olarak 'sınırlı iade' anlamında havayolları kodu | nonref n. |
Geography | ||
Geography | dikey eksen olarak meridyen kullanılan ve meridyen çemberi ile sınırlı olan (harita) | meridional adj. |
Archaic | ||
Archaic | ölçü veya boyut olarak yetersiz veya sınırlı olan | meet adj. |